Naber yemek yapmayı sefen afacan keranacılar? Çok uzun oldu görüşmeyeli farkındayım. Hasretimle yanıp, inim inim inlediğinizin de farkındayım. Naparsın hayat bizi bir oraya atıyor,bir buraya savuruyor. Arada sevdiğimiz şeyleri ihmal edebiliyoruz.
Neyse geç olsun güç olmasın değil mi? Bu arada bence bu atasözü'nü yaşlı bir ata'mız uydurdu. Misal bu amca'nın kendinden 10 yaş küçük bir karısı var. Kadıncağız halvet olmak istiyor ama amca'da derman kalmamış. Her gün bir bahaneyle oyalıyor teyze'yi (ne var be ben genceciğim teyze olur tabi) en sonunda da bu sözü buluyor. Evet farklı çalışan bir beynim var. Bir problem mi var? Hatta ar yu talkin tu mi? Ar yu fakin talkin tu mi?
Oooo yeeeeaa!
Kurufasulye'yi hiç bir zaman çok sevmedim. Hatta bence mutfağımızın abartılan bir yemeği.Misal türdaşı nohut her zaman daha oturaklı gelmiştir bana.Gene de ara ara yapıyoruz tabi. Hatta hadi yapalım.
Malzemeler:
2 Su Bardağı Fasulye
1 Orta Boy Soğan
Çeyrek Kangal Sucuk
1 Kaşık Domates 1 Kaşık Biber Salçası
1 Çay Kaşığı Karabiber
1 Çay Kaşığı Pulbiber (ruhu Urfa'lı olan varsa fazlasını da koyabilir)
3 Çay kaşığı Tuz
2 Çorba Kaşığı Ay Çiçek Yağı
Yapılışı:
Şimdi bu kurufasulye işinde herkes ayrı bir yöntem kullanır. İşte kimisi akşamdan suya yatırıp fasulye'ye komple bir gusül abdesti aldırır, (helal gıda dediklerinden) kimisi olduğu gibi düdüklüde haşlar önceden. İkisini birden yapmanızı tavsiye etmem sonuçta fasulye'nin yukarıda bahsettiğimiz atasözü yazarının karısının memesine dönmesini istemeyiz.
Ben bu sefer düdüklüde önden haşladım. Üzerini 3 parmak kadar geçecek suyu koyun,kısık ateşte pişsin. (eğer akşamdan suya koyarsanız sabaha silikon takılmış gibi şişmiş olurlar)
Daha sonra başka bir tencereye yağımızı koyalım ve ince ince kestiğimiz soğanları rengi hafif değişene kadar çevirelim.
Salçalarımızı ekleyelim.
Sucuğunuzun boyuna göre (tövbe estağfurullah) tam dilim halkalar ya da o halkaları ikiye böldüğümüz haliyle soğanların üzerine ekleyelim. (benim ki standart demeyin yalan o boy,işlev muhabbeti) (sucuğun tabi ki lan,iyi sucuk pişerken genişlemez)
En son fasulyelerimizi de ekleyip,baharatlarımızı serpelim.
Üzerini baya kapatacak kadar sıcak su ekleyelim. Bu arada gene güzelce karıştıralım ki salçamız erimediyse o da erisin. Şimdi neden başlıkta "güvecimsi" dedik? Şundan kaynaklı,ben kurufasulyeyi çok sulu sevmem. Mantıklı olan da bu değil mi? Yani senin adında "kuru" gibi bi sıfat var ama sen su içindesin. Yooo dostum yooo.Eşyanın tabiatına ters. İşte bu sebeple ben bu yavru'yu çok kısık ateşte oldukça uzun pişiriyorum. Neredeyse tüm suyunu çekiyor ve bir güveç havası kazanıyor. Eğer siz sulu,yavşak bi halde seviyorsanız tadına bakarak sulu halinde altını kapatın. Yok benim gibi bir prensip ve mantık adamıysanız dediğim gibi yapın.
Hadi afiyetler olsun..
0 yorum:
Yorum Gönder